TARİH:
07 Aralık 2021
GEÇMİŞ
19.
yy’da Zafer Caddesi (Rumca adıyla Fardi Sokak) Urla tarihi kent
merkezinin önemli ticari arterlerinden biri haline gelmiştir.
Yerleşimi kuzey-güney aksında geçen Akpınar deresi, Köprübaşı
mevkiinde Zafer Caddesi’ni de ikiye ayırır. Bağcılık ve
zeytincilikle uğraşan Türk nüfusu derenin doğu yakasında,
ticaretle uğraşan Rum nüfusu ise batı yakasında yerleşmiştir.
Cadde, dükkanların sıralanageldiği bir çarşıdan farklı
olarak, dükkan ve depo yapıları arasında konutların varlığıyla
karma bir kullanım birlikteliğinin zenginliğini yansıtmaktadır.
Özellikle batı yakasındaki yapıların ticari uğraşın getirisi
olarak daha özenli malzeme ve işçilikle inşa edildiği
gözlemlenmektedir. (Şengün, 2007)
Günümüzde “Hiç Lokanta ve Tadım Atölyesi”nin yaşantısına ortak olduğu yapı da yüzyıl başında üzüm deposu olarak kullanılmış yapılardan biri. Ancak yolda gördüğünüz hangi Urlalı’ya sorsanız yapının “ne olduğu” hakkında farklı bir şey söyleyecektir. Zafer Caddesi’nin Filiz Sokak ile kesiştiği köşede konumlanan bu yapı, doksan yaşın üzerinde bir Urlalı için Madam’ın “gelinlik ve abiye giyim mağazası”dır. Eğer rastgeldiğiniz kişi altmış yaşlarındaysa size gençliğinde filmler izlediği “Eski Sinema Salonu”ndan bahseder. Aynı yapı, kırk yaşlarında biri için “Bilardo Salonu”, otuz yaşlarında bir diğeri için ise “Kahvehane”dir. Daha gençler bu yapı için “metruk bina” derler, kapısında kilit, mahallelinin çöpünü kıyısına köşesine bıraktığı binalardan. Bir dönem koyunların, keçilerin “dam” olarak kullandığını bilen söyler ama bodrum katında “horoz dövüşleri” yapıldığını çok da işitmezsiniz, tanıdık değilseniz.
MEVCUT DURUM
Bina birbirine dik olarak konumlanan iki kütleden oluşmakta. Ana kütle Zafer Caddesi üzerindeki kısa kenarında basık kemerli ve yaklaşık 4x4 m. girişe sahip, 7.00x16.65 m. boyutlarında, 7.65 m. yüksekliğinde asma katlı bir tek mekan. Ana kütlenin ardında, çatısını ve döşemelerini yitirmiş yalnızca taş duvarları ayakta kalmış 5.80x23.40 m. boyutlarında ve 6.70 m. yüksekliğinde ikinci bir kütle mevcut.
Yıllar içinde bunca işlev değişikliği ve her yeni işlevin getirdiği kontrolsüz müdahaleler yapıyı oldukça yormuş. Taş duvarlardaki yer yer açığa çıkmış ahşap elemanlar neredeyse tamamen çürümüş. Ana kütlenin ahşap döşemesi üzerine bilardo salonu olarak kullanımı sırasında farklı zamanlarda iki katman halinde dökülen beton, ilerleyen yıllarda döşemenin esnemesine neden olmuş, bunun üzerine bodrum katta destekler oluşturulmuş ancak bu da ahşap döşeme ve kirişlerin zarar görmesine engel olamamış.
Çatıda volta döşeme üzerinde yer alan makaslar doğal koşullardan hasar görerek yıkılmış, sinema kullanımı sırasında giriş cephesinin tuğla ile örülerek perde haline getirilmesiyle yan cepheye alınan seyirci girişi ve ana caddeye bakan köşede açılan boşluk nedeniyle duvarlar birbirinden ayrılmış, tüm bunların sonucu olarak volta döşemeye ait kirişlerin mesnetlerinden kurtularak bina içine düşmesiyle, hem çatı hem zemin kat döşemesinde çökmeler oluşmuş.
Rölöve çalışmaları sırasında, giriş cephesinde kapı boşluğunu, yan cephede ise pencereleri çevreleyen andezit söve taşlarında yüzeysel çatlaklar ile kısmi kayıplar, taş duvarlarda özellikle sonradan açılan boşaltmaların çevresinde derin yapısal çatlaklar ve açıkta kalan köşede ciddi bir hasar gözlenmiş, Filiz Sokak cephesinde izleri okunabilen fugalı sıva büyük oranda dökülmüştür. Her iki cephede 6.15 m. kotunda devam eden süslemeli silmenin yerinde kalan 55-60 cm.lik kısmı, tespit ve ölçüm çalışmaları sonrasında, 2012 bahar aylarındaki orta şiddetli depremde tamamen düşmüştür.
"...restorasyon sürecinde ilk adım, köşe bağlantıları kaybolmuş ve harcı bağlayıcı özelliğini yitirmiş kagir duvarların onarılarak bir dış kabuk olarak korunmasına, yeni yapılacak çatı ve döşemelerin kütlenin içine yerleştirilecek bir çelik strüktür tarafından taşınmasına yönelik güçlendirme kararları olmuştur."
DÖNÜŞÜM / YAKLAŞIM
Yapısal elemanlarda gözlenen ağır hasardan dolayı restorasyon sürecinde ilk adım, köşe bağlantıları kaybolmuş ve harcı bağlayıcı özelliğini yitirmiş kagir duvarların onarılarak bir dış kabuk olarak korunmasına, yeni yapılacak çatı ve döşemelerin kütlenin içine yerleştirilecek bir çelik strüktür tarafından taşınmasına yönelik güçlendirme kararları olmuştur.
Bu
süreçte, yapı dış kabuğunun özgün haline en yakın biçimde
restore edilmesi için ön cephe zemin kat ve yan cephe bodrum ve
birinci katlarda yer alan özgün kapı ve pencereler söve taşları
ile birlikte korunmuş, ancak zemin ve bodrum katlarda binanın
sinema ve kahvehane olarak kullanıldığı dönemlerde işlevsel
gereksinimlerle oluşturulmuş açıklıklar, mevcut kagir örgü ile
bağlantıları yer yer duvar içi çelik kuşaklarla desteklenerek
kapatılmıştır.
Yapının
içine yerleştirilen yeni çelik karkas, bodrum kat zemin kotunda
taş duvarların iç yüzeyi boyunca oluşturulan betonarme temel
hatıllarına oturtulmuş, ve çatı kotuna kadar yükselerek, özgün
boyut ve konumlarında yenilenen volta döşeme kirişleriyle
sonlandırılmıştır.
Taşıyıcı özelliğini büyük ölçüde kaybetmiş olan özgün duvarlar, onarım çalışmaları sonrasında bu çelik karkasa düzenli aralıklarla bağlanarak eski dış kabuğun yeni çelik çerçeve ile birlikte çalışması sağlanmış ve hidrolik kireç harcı ile derz onarımları yapılmıştır. Böylece yüzkırk yıllık süreçte birçok farklı kullanımın yapı üzerinde yarattığı yıpranma, yapısal olarak giderilmiştir.
Sürecin en başından itibaren yapıyı “Lokanta ve Tadım Atölyesi” olarak sahiplenen Hiç Zeytinyağı’nın yerellik, doğallık ve sadelik üzerine kurulu anlayışı, iç mekan kullanımına yönelik tasarım kurgusunun oluşturulmasında da etkili olmuştur. Yeni işlevin gerektirdiği tüm bileşenler, kendisi de mimar olan işverenin tanımladığı konsept kapsamında uygulamaya geçirilerek, yeni işleve yönelik düzenlemelerin tamamı sade ve doğal malzemelerin basit detaylarla biraraya gelmesiyle oluşturulmuştur. Kalıcı, yapıya tutunan elemanlardan olabildiğince kaçınılmış; iç bölme duvarlar, duvar kaplamaları, sabit oturma elemanları ve mobilyaların tamamı çelik karkas elemanlara geçme detaylarıyla bağlanmış, neredeyse iliştirilmiştir. Bu yaklaşımla, yeni işlevin yapı içinde yapıya dokunmaksızın varolması, gelecekteki potansiyel kullanımlar için de geniş bir esneklik sunmaktadır.
KAYNAKLAR
ŞENGÜN, B. (2007), Urla Tarihi Kent Merkezindeki Konut Mimarisinin İncelenmesi ve Cumhuriyet Döneminde Meydana Gelen Değişimlerin Koruma Bağlamında İrdelenmesi: Zafer Caddesi Örneği, Yüksek Lisans Tezi, DEÜ – İzmir, Haziran 2007
Proje Türü:
KORUMA
Proje Tipi:
RESTORAN / KAFE/ BAR
Proje Yeri:
İZMİR
Yapım Yılı:
2017
Proje Adı:
Hiç Lokanta ve Tadım Atölyesi
Proje Yeri:
İzmir, Urla
Mimari Proje Ekibi:
Didem Özdel, İlker Özdel, Ayşe Yener, Hakan Şappazoğlu, Serkan Ceylan
Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon:
diStudio Mimarlık Hizmetleri
İnşaat Bitiş Yılı:
Ocak 2017
İnşaat Başlangıç Yılı:
Ekim 2014
Proje Bitiş Yılı:
Ağustos 2014
Proje Başlangıç Yılı:
Şubat 2012
Mobilya Tasarımı:
Ahmed Elakdar
İç Mekan Projesi:
Ahmed Elakdar
Elektrik Projesi:
SGM Mühendislik Eren Gökdağ - Elektrik Elektronik Müh.
Mekanik Projesi:
Akım Mühendislik Süleyman Akım - Makina Müh.
Statik Projesi:
Onur Kutlukaya, İnş. Y. Mühendisi
Ana Yüklenici:
May Dizayn Tasarım İnşaat ve Tarım Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.
İşveren:
Ahmed Elakdar
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız. GİRİŞ YAP / KAYIT OL